Evlilikleri, farklı öykülere sahip iki bireyin beraber yaşama kararı alması olarak tanımlayan Fransız Lape Hastanesi Uzman Psikoloğu Eylem Sönmez’e göre, bireylerin huzurlu ve doyum içeren bir ilişki yaşayabilmeleri, karşılıklı uyuma ve birbirlerini tamamlayabilecek özelliklere sahip olmalarına bağlı. Birbirlerinin kişisel özelliklerine ve farklılıklarına saygı duyan çiftler ilişkilerini uyum içerisinde sürdürüyor. Bunun yanında ilişkiyi sürdürmeye dair duyulan inanç ve arzunun olması da önemli... Evlilikte, istek ve çabanın diri tutulması şart; çabanın ve isteğin istikrarsızlığı, ilişkiyi çıkmaza sokan önemli unsurların başında geliyor.
İletişimsizlik, Saygısızlık ve Saldırganlık...
Birliktelikler ve evlilikler yenilenmeye ve gelişmeye ihtiyaç duyan bir dinamiğe sahip. Mutlu ilişkiler, yenilenmeye ve gelişmeye açık bireyler tarafından yürütülüyor. Evlilikteki veya birlikteliklerdeki iletişimsizlik, saygısızlık ve saldırganlık ciddi sorunların yaşanmasına neden oluyor. Aile yapılarının, karakter özelliklerinin, eğitim seviyelerinin ve zevklerin birbirine uyumu, ilişkilerde ortaya çıkan problemlerle başa çıkılmasını kolaylaştıran unsurlar arasında yer alıyor.
Güçlü Bağlara Sahip Mutlu Evlilikler İçin 10 Altın Öneri
1. Farklılıklar, erkeği kadına kadını erkeğe üstün kılmayan özelliklerdir. Bunun bir üstünlük değil bir özgünlük olarak kabul edilmesi gereklidir. Unutulmamalıdır ki farklılıklar, rutini bozan heyecanlara zemin hazırlar.
2. Çiftlerin yaşamdan beklentileri ve amaçları uyumluluk göstermeli, çift ruhsal ve cinsel uyuma sahip olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, birbirlerini seven ve paylaşma duygusuna sahip çiftler birbirlerini mutlu eder.
3. Fiziksel, sözel ve davranışsal ve psikolojik şiddet, mutlu bir evlilikte olmaması gerekenlerin başında gelir.
4. İlişkide çatışma yaşandığında çiftler sakinliğini koruyarak sorunu çözme yoluna gitmelidirler. Davranışsal ve yapıcı eleştirilerle çözüm için uğraşmalıdır.
5. İlişkide ortaya çıkan herhangi bir sorun, asla çiftlerden birine mal edilmemelidir; çünkü evlilik iki kişiliktir. Var olan bir sorunda, kadın ve erkeğin değişen oranlarda sorumlulukları bulunmaktadır.
6. Araştırmalar, evliliğin ilk yıllarında ve ilk çocuk doğduktan sonra çiftlerin birbirlerine ayırdıkları zamanın azaldığını ortaya koymaktadır. Bu dönemlerde eşler, birlikte düzenli vakit geçirecekleri programlar yapmayı ihmal etmemelidir.
7. Eşlerden biri ya da her ikisinin cinsel sorunlar yaşamaları durumunda yardım almaya açık olmaları önemli bir diğer husustur.
8. Eşlerden birinin iletişim ya da öfke kontrol problemleri varsa yine bahsi geçen konularda profesyonel yardım alınması, ilişki açısından oldukça önem taşımaktadır.
9. Evlilikte dostluğun devamı, konuşmak, dertleşmek ve destek olmak vazgeçilmez bir özelliktedir. İlişkiye zarar verdiği düşünülen üçüncü şahıslara sınır koyma, ilişkiye dahil etmeme de önemli ve gereklidir.
10. Çiftler evlilik süresince yaşanabilecek krizlere direnebilme ve ilişkiyi ayakta tutabilme becerilerini geliştirebilir ve gerektiğinde profesyonel yardım alarak yaşanan çatışmalara dışarıdan bakabilmelidir.